BÜYÜK OZAN, ŞİİR DİLİNİN USTASI, SİYASET VE MÜCADELE ADAMI DEDE KUL HİMMET
İsmail Kaygusuz
İÇİNDEKİLER:
1. Kul Himmet Hakkında Bilinenlere Eleştirel Giriş
2. Kul Himmet Dede Ve İran Şahları
3. Kul Himmet Erdebil Ocağına Bağlı Ve Şeyh Safi'nin Torunlarındandır
4. Kul Himmet, Şah İsmail Ve Pir Sultan Abdal Yakınlığı
5. Kul Himmet'in Pir Sultan Abdal Ve Hacı Bektaş Dergahıyla Yakın İlişkisi
6. Kul Himmet'in Gezdiği Yerler ve Hakkında Anlatılan Söylencelerdeki Tarihsel Gerçekler
7. Kul Himmet'in Hacı Bektaş Dergahına Bağlılığı
8. Başka Bir Kul Himmet Var mıdır?
9. Kul Himmet Dede'den Seçme Şiirler
1. Kul Himmet Hakkında Bilinenlere Eleştirel Giriş
16. yüzyılı, gizli-açık ve kaça göçe, başından sonuna değin yaşamış büyük Alevi ozanı ve dedesi Kul Himmet hakkında, dikkate değer özel bir araştırma görülmemektedir. Diğer Alevi-Bektaşi ozanları arasında, cönklerde rastlanan bazı şiirlerinden seçmeler yapılarak ve yaşamına ilişkin tahmini bilgilerle Kul Himmet geçiştirilmiştir. Kul Himmet'i Pir Sultan'ın mürşidi göstermiş olma yanılgısına rağmen, yaşadığı döneme ilişkin ilk ve en doğru saptama, Sadettin Nüzhet'ten (Bektaşi Şairleri ve Nefesleri cilt 1-2, İstanbul,1944, .170-198) gelmektedir:
“Hayatı hakkında malumata sahip değiliz. Yalnız ‘Menakıb ül Esrar Behcet ül Ahrar’ adlı eserde bazı şiirleri kayıtlı olduğuna göre, 16. asırda yaşadığı kuvvetle söylenebilir. Bektaşilerin tertip ettikleri mecmualarda Hatayi ve Pir Sultan'la beraber en çok bu şairin manzumelerine tesadüf edilmektedir. Bu da gerek yaşadığı devirde ve gerekse sonraki devirlerde büyük bir şöhret temin ettiğini göstermektedir.”
Aleviler arasında Menakıbname, Büyük Buyruk, İmam Cafer Buyruğu, Şeyh Safi Buyruğu, Fütüvvetname, Menankıb-ül Evliya vb. adlarıyla tanınan ve 1608 yılında Bisati'nin kaleminden çıkan Menakıb-ül Esrar Behcet-ül Ahrar yapıtı, bir çeşit ante quem oluşturmaktadır, yani bu yapıtın yazıldığı tarihten önce Kul Himmet ölmüş olmalıdır. Yoksa yaşadığı ortamı ve şiirlerini tanıyan Bisati, kendisiyle mutlaka görüşür, bu konuda Kul Himmet'ten yararlanır ondan uzun uzun sözederdi. Haliyle daha çok şiirlerine yer verirdi. Çünkü gerek Buyruk'ta anlatılan Alevi inancı, Muhammed-Ali yolunun ilkeleri, felsefesi ve nasıl sürdürülmesi gerektiğini en iyi bilen, ayrıca nefeslerinden anlaşıldığı gibi erkanlara bile katkısı bulunmuştur Kul Himmet'in. Ayrıca, Şah Hatayi'nin de birçok nefesinde övdüğü yücelttiği ve ona candan bağlılığını söylediği Hacı Bektaş Veli gibi, Şeyh Safi'nin de ermiş velilerden olduğunu vurgulamak ve Erdebil'i çekim merkezi yapmaktı amaç. Şeyh Safi'nin İmam Cafer Sadık'tan esinlendiğini ve Buyruğu'ndaki sözleri ondan aldığını ve hatta İmam Cafer'in mührünü taşıdığını şiirlerinde ifade eden Kul Himmet bu prapagandaya büyük katkıda bulunmuştur:
Erdebil'den gelince Rum'a
Sözümüz bizim didardan gelir
Şeyh Safi Buyruğu'n eyledim kabul
Sözü onun daim Cafer'den gelir
Makalatın ahiri cemalatın zuhuru 1
Şeyh Safi'ye değiptir İmam Cafer mühürü
2. Kul Himmet’in Yaşadığı Dönem ve İran Şahları
Yine çeşitli cönkler aracılığıyla ve Cem’lerde çok söylendiğinden dedelerin sözlü aktarımlarıyla günümüze ulaşan Kul Himmet şiirlerinin bazılarında geçen belirleyici tarih ve isimler, kapalı olarak verilen olaylar onun yaşadığı dönemi açıkça göstermektedir. Çocukluğundan itibaren, Anadolu'da ortaya çıkan onlarca Alevi-Kızılbaş halk ayaklanmalarına tanık olmuş ve Kızılbaş siyasetinin yükselişi ve devlet kuruşunu; başarılarını, bütün krizlerini ve çöküşünü yaşamıştır: