TANRININ İSTİFASI
(GERİ DÖN TELİPİNU)
İsmail kaygusuz
OYUNDAKİ KİŞİLER:
AMON-RA |
Mısır Güneş Tanrısı |
TARHUNNA |
Hitit Göklerin Fırtına Tanrısı |
HEPAT |
Hitit-Arinna’nın Güneş Tanrıçası, Tarhunna’nın eşi |
TOTH |
Mısır Akıl ve Bilgelik Tanrısı |
MAAT |
Mısır Evrensel Düzen Tanrıçası |
TELİPİNU |
Hitit Bolluk-Bereket Tanrısı, Tarhunna’nın oğlu |
EA |
Hitit Akıl ve Bilgelik Tanrıçası |
KHONSU |
Mısır Ay Tanrısı |
NİKKAL |
Hitit Ay Tanrıçası |
TARHUNMİYA |
Köylü-Çiftçi, Telipinu’nun İlk Tanrısal Mazharı |
PALLANA |
Yaşlı Köylü |
MANNİ |
Pallana’nın Karısı |
MASTİGGA |
Ama-Dıngır (Tanrılar Anası), Başrahibe |
RAHİBE |
Mastigga’nın Yardımcısı |
ALANZU |
Telipinu’nun Kızkardeşi |
TABARNA ŞUPPİLULİUMA |
Büyük Hitit Kralı (İ.Ö. 1355-1320) |
TAVANANNA MALNİGAL |
Büyük Hitit Kraliçesi, Babil Kralının Kızı |
KRAL VEKİLİ TELİPİNU |
Şuppiluliuma’nın Oğlu |
YUKARI ÜLKE KRALI ZİDA |
Şuppiluliuma’nın Kardeşi |
AŞAĞI ÜLKE KRALI HANNUZİ |
Hitit Askeri Komutanlarından |
TUTANKHAMON |
18.Sülalenin Sondan birinci Firavunu (İ.Ö. 1333-1323) |
ANKHESENAMON |
Mısır Kraliçesi, Tutankhamon’un kızkardeşi ve karısı |
HOREMHEB |
Mısır Orduları Başkomutanı |
NEFER-ROHU |
Mısır Başrahibi, Toth’un Tanrısal Mazharı |
ARNUVANDA |
Şuppiluliuma’nın Oğlu, Veliahd Kral |
KAMRUSEPA |
Şifa Tanrıçası |
Zaman : İ.Ö. 14.yüzyılın ikinci yarısı.
Yer: Gökyüzü, Ay yüzeyi, Hitit ve Mısır ülkelerinin başkent ve diğer bazı kentleri.
PROLOGOS-Mısır ve Hitit Tanrıları Arasında Bir Göksel Karşılaşma
SAHNE 1
Mısır Güneş Tanrısı AMON-RA ile Hitit Göğün Fırtına Tanrısı (Seth-Teşup)Tarhunna ve diğer bazı Tanrıların karşılaşması. Gri ya da beyaz bulut tabakasını andıran bir duman tüm sahneyi kaplar. Fonda onun devamını gösteren çok yüksekten ve bulutların üzerinde uçan bir uçaktan çekilmiş bir sonsuzluk-gökyüzü görünümü.
Önce AMON-RA kayığı içinde kürek çekerek yukarıdan inerek sahnenin solunda bulutların üzerine konar. Sonra kayığından sarkan bir tahtayı onarmaya koyulur.
AMON-RA_ _ ; (yorgun, öfkeli, kendikendine) Yaratıcı ve en büyük tanrı olmaktan bıktım usandım. Evreni, dünyayı, büyük ve küçük tanrıları, canlı ve cansızları, insanları yönetmekten yoruldum. (doğrulup dikleşir, sonsuzluğa bakarak) Maceram insanlara Heliopolis söylencelerinde anlatılır: Sonsuz boşluktan, hiçlikten ortaya çıktım. Güneş olup adımı Amon-Aton koydum. Sonra yaratıcı olmaya karar verdim, salladım fallusumu tohum ektim sonsuzluğa; oğlum Shu’yu yani havayı, kızım Tefnut’u yani suyu yarattım ve onları gecikmeden birbiriyle evlendirdim. Bu evlilikten oğlan torunum Geb/yeryüzü ve kız torunum Nut/gökyüzü doğdu... (İşine döner) Yaratmaktan, buyurmaktan başka bir şey gelmez elimden. Şu tahtayı bile çivileyip, yapıştıramıyorum yerine. (az uğraşır sonra yeniden anlatıya döner ) Shu oğlum Hava, başlangıçta evlendirdiği iki torunumu Nut ile Geb’i, yani gök ile yeri birbirinden ayırdı. Ama onlar birlikte yaşarlarken bereketin-verimliliğin tanrısı Osiris ve rüzgarı-fırtınayı yaratan Seth adlarında iki oğul, kızkardeşleri ve karıları olan ölülerin koruyucusu büyük büyücü tanrıça İsis ve hiyeroglifli tanrıça Nephthys adlarını taşıyan iki kız yapmışlardı... Bunları neden anlatıyorum sanki kendi kendime? Ben hepsinin atasıyım. Mısır ülkesinde evrenin Tanrısı benim, güneşi ben temsil ediyorum. İnsanları da kederli bir anımda akan gözyaşlarımdan yarattım. Ama kendimle hiç de gurur duyamıyorum, çünkü şu kayığın düşen tahtasını bile yerine yapıştıramıyorum.
Bu gün vezirim bilge Toth’u dümenci görevinden affederek, evrendeki güncel yolculuğuma yalnız çıktım. Kayığımdaki ikinci yolcu, kızım Maat’ı da, düzenini yerinde sağlasın ve yakından gözlesin, korusun diye dünyaya gönderdim. Doğrusu tek başına tanrılık yapmak da zor. Bilmiyorum yeraltına nasıl ineceğim Osiris olmadan. Beceri ve akıl Tanrısı Thot’u çağırsam ya da tahtaya doğrudan buyursam, hemen yerine yapışacaktır! Ama istemiyorum, bıktım buyurmaktan. Kendi kendimle başbaşa kalıp, işlerimi kendi ellerimin emeğiyle yapmak için bu geziye yalnız çıktım. Sıcak da basmaya başladı, terliyorum. (İşiyle uğraşırken) Olmuyor, olmuyor yapışmıyor. Çaresiz kaldım. Eyvah öbürü de yerinden ayrılıyor. Bu üfleme de nereden geliyor? Seth, torunum sen misin yel çıkaran? Bir kahkaha sesiyle irkilir ve bir kaç saniye fırtına uğultusu sarar çevreyi. Arkasından bir ses)
TARHUNNA__ ; (ses çok yukarılardan gelir) Amon-Ra, Mısırlıların yüce Tanrısı! Biraz daha beklersen, kayığının tüm tahtaları sökülüp dağılacak.(Kayıktan iki tahta daha düşer.
AMON-RA__ ; (Şaşkınlık içinde çevresini bakınarak) Kimsin sen? Nasıl benim ulaştığım yüksekliklerde bulunuyorsun? Benim yücelik alanlarımda dolaşmaya nasıl cesaret edebiliyorsun?
TARHUNNA__ ; (Ses biraz daha yaklaşmıştır) Ben senden daha yükseklerdeyim Amon-Ra! Aşağıdan gelen yakınmalarını duydum; çaresizliğini gördüm. Kayığının tahtalarını tutan reçineyi güneşin ısısı eritiyor. Birazdan onlar alev alıp yanarsa şaşırma. Üstelik sen de yanabilirsin. Çünkü tanrısal buyurganlıktan vazgeçtin. Burası dünya değil; burada insan gücü ve emeğiyle hiç bir şey yapılamaz. Dünyadaki insanla kendini eşleştirmeye ve insanda görünüm alanına, insanda ortaya çıkmaya benzemez. Tanrısal yardıma gereksinimin var.
AMON-RA__ ; (Tek tek ayrılan tahtaları tutmaya çalışırken) Eyvah güneş, benim de elimi yakmağa başladı. Oysa ben her gün Aton-Ra olarak güneşi, bokböceğinin yuvarladığı gübre topağı gibi göğün bir başından öbür başına iteleyip karanlığa gömüyorum.(Yüksek sesle) Adını bağışla, kimsin sen? Bana nasıl yardım edebilirsin?
TARHUNNA__ ; Sen kendi kendine Tanrısal buyruk verdin bugün tanrılığı bırak diye. Onun için senin düzeyindeki bir yabancı Tanrının yardımına ihtiyacın var Amon-Ra. Ben Hititlerin en büyük Tanrısıyım; Göğün Fırtına Tanrısı diye yakarırlar bana. Kimi kentler bana Teşup, kimileri özellikle Mısırlı tüccarlar ve siyasi sığınmacılar kendi fırtına tanrıları Seth, bazı kentler de adımı Tarhunna diye hiyeroglif ve çivi yazıtlarına kazıdılar. Tanrıların da yardıma ihtiyacı vardır; sana yardım edeceğim, geliyorum.
AMON-RA__ ; Sesinle değil, elinle ve tüm gücünle bana yardım et. Çevrem ısınmaya başladı, elini çabuk tut lütfen. Sıcaktan bunalmaya başladım. (yanma çıtırtıları gelmeye başlar)
TARHUNNA__ ; Yettim AMON-RA! Önce fırtınalarımı salayım.(büyük bir fırtına uğultusuyla Amom-Ra serinler, ayrılan bir iki tahtayı yapıştırır,tekrar düşerler.) Ama fırtına yetmeyecek, karım Hitit Güneş tanrıçasına sesleneyim: (yüksek sesle) Sevgili karıcığım Hepat! Tanrısal meslekdaşın Mısır Yüce Tanrısı Amon-Ra’nın yardımına yetiş. Bir yanlış kararı yüzünden yanıp kül olacak, bırak hasımlığı; bu gün ona yarın sana! Çabuk ol, çek güneşin yakıcı ışınlarını üzerinden. Sevgili kocan ben Tarhunna ve sevgili oğlumuz Telipinu’nun hatırına kurtar onu. Biz göklerde dolaşan Tanrılar olarak birbirimize yardımcı olmazsak, dünyadaki insanlara nasıl yardım ederiz?
AMON-RA__ ; (Çevreyi çok koyu bir gölge kaplayınca rahatlar, tahtaları yerine yapıştırır) Sağolun göksel Tanrı dostlarım Hitit Fırtına Tanrısı Tarhunna ve Güneş Tanrıçası Hepat! Artık Tanrılığıma dönüyorum; bir anlık buyurganlığımı bırakmamla kendimi helak ediyordum! Yüzünüzü gösteriniz bana sevgili dostlarım, el sıkışalım!