Roman Hakkında Birkaç Söz
Bu kısa tarihsel roman, Korona Virus Salgını’nda evden çıkmanın yasaklandığı aylar içinde yazıldı. Daha doğrusu 2010’da yazmış olduğum Tanrının İstifası (Geri Dön Telipinu) tiyatro oyunumu romana dönüştürdüm. Kuşkusuz sahnelerde sergilenen olaylar, sözel anlatılar alt başlıklar altında genişletildi. Bazı replikler öyküleşti, tasarlanan sahne dekorları uzun betimlemelere dönüştürüldü. Ancak oyunun özünde herhangi bir değişiklik yapılmadı, daha da belirgin duruma yükseldi. Zamanın inanç anlayışı doğrultusunda tanrılarla insanlar içiçe anlatıldı, betimlendi. 2012 yılında İstanbul’da Çağdaş Tiyatro Yazarları ve Çevirmenler Derneği’nin çıkardığı DRAMATİK Dergisinin 2. sayısında yayılanan “Oyun Yazarı İyi Bir Araştırmacı, Keskin Gözlü Bir Gözlemci ve Derinlere İnen Bir Sorgulayıcı Olmalıdır” başlığını taşıyan yazımda oyunu şöyle tanımlamıştım:“İ.Ö. 14.yy.da Hitit Labarna’sı (Kralı) Şuppiluliuma döneminde, Hititlerle Mısırlılar arasında dünya barışı yaratacak bir fırsatın kaçırılmasından esinlenerek yazdım. İki ülkenin Tanrılarının ortak toplantılarında alınan evrensel barışı sağlama kararını, Hitit tarım ve bereket tanrısı Telipinu ile Mısır akıl ve bilgelik tanrısı Toth aracılığıyla insanlığa kabul ettirme çabalarıyla gelişiyor oyun. Tanrıların olağanüstü gücüyle(!) günümüze de göndermelerde bulundum her fırsatta. Bu iki tanrı tüm çabalarına rağmen, antikitenin olağan sayılan savaş halini barışa çevirmeyi başaramazlar. Sonunda öfkeye kapılan Telipinu tanrılıktan istifa edip izini kaybettirir. Bunun üzerine hem tanrılar hem de insanlık dünyası korkunç bir felaketin içine düşer ve yokolmak üzeredir. Sonunda bir balarısı Telipinu’yu bulur ve evren kurtulur, eski durum devam eder. Bu kayboluş bir Hitit tabletinde Telipinu duası olarak günümüze kalmıştır. Ancak Telepinu’nun öfkelenip kaybolmasına neden olan olayı anlatan bölüm kırık olduğundan, bu nedeni bulma kaygısı bana düşmüştü: Şuppiluliuma döneminin tarihsel olaylarını ve Mısır-Hitit tanrıları Pantheon’unu inceleyerek; Telipinu’nun tanrılıktan istifa edip (!) kaybolmasına bir neden yaratıp onu işlemek istedim oyunda. Bu yüzden 3 yıl boyunca Hitit ve Mısır tarihi, mitolojisi ve arkeolojisine ilişkin çok sayıda eser ve makale inceleyerek oyunu kotardım. 2009’un Eylül’ünde Londra’da yazmaya başlayıp, 17 Şubat 2010’da Almanya/Hannover’de bir dostumun evinde bitirdim…”
Çünkü tarihsel oyunlar da, roman da masa başında sadece hayal dünyasına girerek öyle çala-kalem yazılmıyor...
İsmail Kaygusuz
Şubat 2021, Malatya
Devamını oku...